Olağanüstü zamanlardan geçtiğimiz bu günlerde

Yargının araçsallaştırılmasının toplumsal sonuçları olacağı gibi adalet duygusunun zedelenmesi yalnızca vicdanları yaralamakla kalmaz ortaya çıkan hasar yalnızca bu günümüzü değil geleceğimizi de karartır .Hukuk herkes için gereklidir bu minvalde anayasal hakkını kullanan meslektaşlarımız ve dahi tüm yurttaşlara yapılan ölçüsüz müdahaleler bu ülkenin temeline dinamit koymak ve toplumu ayrıştırmak sonucunu doğurur

Kamusal güvenlik sağlanırken kamusal adalet es geçilmemelidir Adalet tarafından korunan haklar sosyal menfaatlerin hesaplanmasına veya Siyasal pazarlıklara konu edilmemelidir

Siyasal güç her zaman devlet ve onun icra aygıtları tarafından uygulanan zorlayıcı güçtür ama anayasal bir rejimde Siyasal güç aynı zamanda kolektif bir yapı olarak özgür ve eşit vatandaşların gücüdür

Demokratik düşünce tarihi boyunca çeşitli hak bildirgeleri ve insan hakları beyannamelerinde görülen belirli anayasal güvencelerin yanı sıra bazı hususi haklar ve özgürlüklerin kazanılmasını odaklanmıştır hakkaniyet olarak adalet de bu geleneği takip eder .

Kurumların en önemli Erdem’i adalet olmalıdır

Demokratik rejimin ifade özgürlüğünü toplanma hakkını düşünce ve vicdan özgürlüğünü en baştan Varsaymasını itirazsız olarak kabul etmek gerekmektedir bu kavramlar  sadece adaletin temel ilkesi için gerekli değil aynı zamanda siyasal işlerin rasyonel şekilde yapılması için de elzemdir tarihsel olarak anayasal devletin en önemli kusurlarından birisi , adil siyasal özgürlüğün değerini sağlama da başarısız olmasıdır

Güçler ayrılığını savunan Montesquie’nin dediği gibi “Bir rejim halkın adalete inanmaz bir hale geldiği noktaya gelince o rejim mahkum olmuştur”

Hukuk devletinin temel üyesi tüm devlet faaliyetlerinin hukuk kurallarına uygun olmasıdır.

Gelinen noktada siyasal iktidarın hukuk kurallarını ve bu bağlamda soruşturmaları bir güç argümanı olarak kullanması karşısında hukuk devletinin varlığı sorgulanır hale gelmektedir. Atamız “Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir“ demek suretiyle esasen devletin kurucu ilkeleri bakımından  da  kanımca sınırlamaları da bir nevi belirlemiştir

Bu minvalde ancak özgür ve bağımsız Barolar savunmanın ve adaletin güçlü kaleleri olabilirler.

Bizler bu çerçevede son kaleleriz.

Artvin Barosu Başkanı

Av. Handan DEMİRAL ALMALI