Dernek açıklamasında “Ülke olarak 13 Şubat 2024 tarihinde göz göre göre gelen bir felaketi yaşıyoruz. Emperyal bir şirket (önceden Kanadalı, sonradan Amerikalı) olan Anagold Madencilik San. ve Tic. A.Ş. ile yerli ortağı Lidya Madencilik (Çalık Holding) tarafından işletilen Erzincan İliç Çöpler altın madeninde liç sahasında işlenerek depolanan maden pasasının yağmur sularıyla doygunlaşarak harekete geçmesi ve Fırat Nehrine doğru akması daha bugünden ülkemizde bilinen en büyük çevre felaketlerinden birisi olmuştur. İlk resmi belirlemelere göre 9 kişinin göçük altında kaldığı ifade edilmektedir. Kurtarma çalışmalarının sürdüğü ifade edilse de suçluluklarının telaşı ile göstermelik işlerin anlamı olmadığı görülmektedir. Söylemeye dilimiz varmıyor ama 10 milyon m3 (metreküp) akışkan atık yığınının altında kalan emekçilerimizin sağ kalma ihtimalinin çok zayıf olduğu söylenmektedir.  Resmi olmayan rakamlar ise daha fazladır.” denildi.

 

 

Artvin’de Yoğun Maden Çıkarma Faaliyetleri Yürütülüyor

Artvin’de yoğun çevre koruma faaliyetleri yürüten Yeşil Artvin Derneği açıklamasının Artvin’e ilişkin bölümünde de madencilik faaliyetlerinin Artvin’e vereceği zararlara değinde. Dernek tarafından yapılan açıklamanın son bölümünde şunlar kaydedildi:

“ İliç faciasının Artvin ilimiz için ayrı bir önemi var çünkü bu madeni işleten yabancı Anagold şirketi ile Çalık ortaklığı aynı zamanda Artvin’in Yukarı Maden Köyündeki (Hod) madeni de işleten şirkettir. Hod madeninde de ÇED olumlu kararı verilmiş, kapasite artırım kararı da alınmış, halen zeminde hafriyat kazıları ve yollar yapılmakta olup, Hod tam bir şantiye ve hafriyat alanına dönüştürülmüştür. Çok dar vadide yapılmakta olan çalışmalar ile doğa geri dönüşümü imkânsız şekilde tahrip edilmiş, henüz hazırlık çalışmaları sırasındaki bu zararların, işletme aşamasında nasıl bir felakete neden olabileceğinin işareti olmuştur. Bugün Hod maden alanında dere yatağına yığılmış hafriyat, eğimin ve yağmurun etkisi ile her an hareketlenecek durumdadır. Daha aşağılarda yer alan mahalleler ve halen burada yaşamakta olan köy halkı her an bir heyelan tehlikesi ile karşı karşıya kalabilir. Bu nedenle çevresel duyarlılığı İliç madeninde görülmüş olan bu doğa ve yaşam düşmanı şirket ve yerli ortaklarının, Hod madeninde ve ülkemizin başka yerlerinde yürüttükleri tüm faaliyetlerinin de durdurulması gerekir. Aksi takdirde yeni faciaların sonuçlarını ülke olarak yaşamak zorunda kalacağız.

 Taşı toprağı altın diyerek Londra borsalarına çerez yapılan ve atalarımızın her karışını kanlarıyla suladıkları bu toprakları, ne bir takım vatan düşmanı yerli işbirlikçilere ne de yabancı emperyal şirketlere terk etmeyeceğiz. Anayasal bir hak olan sağlıklı bir çevrede yaşama hakkımızı ve çocuklarımıza olan borcumuzu sonuna kadar savunurken, kamu idaresinin en tepesinden bütün sorumlularına kadar herkesi aklıselime davet ediyoruz."