samiozcelik38 @ gmail.com

Seçim biter bitmez, ertesi günü 1 Nisan sabahı 1 Nisan şakası misali, yangından mal kaçırır gibi Ardanuç deresine Dalan HES’çiler Artvin’de önemli bir tartışmanın konusu oldu!

Esasında Artvin milletvekili Faruk Çelik yerel seçim çalışmalarında artık Artvin’de HES’lere geçit vermeyeceklerini açıklamıştı! Ama belediyeyi kazandıkları Ardanuç’ta yaşanan bu gelişmeye, bu hamleye karşı nasıl bir çıkış yapacak ya da duruş sergileyecek? Gerçekten çok merak ediyorum! Ya bir ilçemizde HES’siz kalsın. Artdanuç’un deresi zaten kendisi Cansu’yu.!

Avukat Halis Yıldırım, Artvin’in yetiştirdigi çok önemli avukatlarımızdan biridir. Ardanuç deresine giren Hescilere karşı buna ses çıkarmayan bir anlamda bu şekilde izin veren iktidara karşı sayfasında iki cümlelik bir yazı paylaştı.
Özetle dedi ki; “Şavşatta-Ardanuç’ta seçim kazandınız diye bu şekilde doğayı Şavşat’ı, Ardanuç’u Artvin’i tarumar etmenize izin vermeyeceğiz”

Bu sözün altında onlarca yorum vardı. HES’ler yaşam alanları ve doğa konusunda yaklaşık 20 yıldır yazı yazan birisi olarak yorumları görünce kendimi sorumlu hissederek belki de Son yılların en uzun yorum yazısını yazmak zorunda kaldım. Çünkü bildiklerimi bu konuda neredeyse hiçbir şey bilmeyen insanlara anlatmam ve aktarmam gerekiyor!

Avukat Halis Yıldırım’ın paylaşımının altına üç bölüm halinde yazdığım yorumu siz değerli sayfa dostlarımla paylaşıyorum. Lütfen lütfen okuyun ve paylaşın. Çünkü gerçekten çok zor durumdayız!

*

Av. Halis Yıldırım’ın paylaşımının altında yapılan tüm yorum ve verilen cevaplara bakınca Artvin için vah, vah demeden edemedim. Ve benim de söylemem gereken ve görev addettiğim bu yazıyı sizlerle paylaşıyorum.

Arkadaşlar, Avukat Halis Yıldırım, yerel seçim biter bitmez, Ardanuç Belediye başkanı seçilen Emrah Yılmaz’ın mazbatasını bile almasını beklemeden HES şirketinin makineleri Ardanuç Bulanık Deresine indirmesi haberleri üzerine yukarıdaki kısa ve özlü cümle ile bu duruma tepki gösterdi, hükümeti ve Ardanuç’ ve Şavşat’daki temsilcilerini eleştirdi!
*
Değerli dostlar; Ben yaklaşık 15 yıldır HES, Taşocakları , madenler, orman katliâmları Yüksek gerilim hatları ile ilgili yüzlerce haber yaptım, makale yazdım.

Bu vesileyle size bir konuyu arz edeyim; Macahel Vadisinde eğer 1 tane bile HES yok ise bunun enteresan bir hikâyesinden kaynaklandığını söyleyebilirim!

Artvin Valiliğinin girişinde bulunan ilan panosunda asılmış olan bir ilan dikkatimi çekmişti. İlanda Macahel vadisi Uğur Köyü’nde yapılması planlanan HES için ilan asılmıştı! Belli ki hiç kimde okumamıştı. İlanda Uğur köy cami meydanı yazıyordu. Normalde Uğurköy / Camili yazması gerekiyordu!

Ben gerekli yerleri aradım durumu bildirdim. Askıdan inmesine iki gün kala itiraz geldi ve böylece mahkeme sonucunda bu vadide yeniden asla HES yapılamayacağı kararı verildi.

Yeniden diyorum çünkü daha önce burada hes yapılamayacağı ile ilgili bir sürü kararlar vardı. O kararın alınmasında saf Kafkas Arısı’nın çok büyük bir etkisi vardır. Çünkü burası dünyanın 25 sıcak noktasından biri ve BIOSFER alan ilan edilen Nadide alanlarından bir tanesiydi.

Değerli Dostlar; size HES, TAŞOCAKLARI VE MADEN PROJELERI İLE İLGİLİ ONLARCA HIKAYE ANLATABİLİRİM.

Şavşat‘a gelince burada neredeyse yapılan bütün HES’ler tartışmalı ve doğaya gerçekten zarar veren projeler olarak kayıtlara geçmiştir.

Meydancık vadisi komple mahvedilirken bu vadide sadece 20 kilometrelik Papart vadisi kalmıştır. Burada yapılması planlanan Cüneyt bir Cüneyt iki Cüneyt üç ve Cüneyt dört HES projeleri yöre halkının direnmesi ve hukuki haklarını kullanarak mahkemeye başvurması neticesinde iptal edilmiştir.

Bu konuda İstanbul’da bulunan kendisi de Meydancıklı olan Artvinler Hizmet Vakfı başkanı Esen Yağcı’nın ve yöre’de yaşayan Aydın insanların çok büyük emekleri vardır.

Şavşat Deresi üzerinde yapılan HES’lerin tamamı tartışmalı vadi üzerinde yaşayan canlılara, köylere, köylere büyük zarar olmuştur. En son örneği de hukuksuz bir şekilde yapılan Hanlı HES’tir.

Halis Yıldırım, Artvin’de yapılan HES’ler taşocakları, maden projeleri ile ilgili bir çok davada Artvin’in ve Artvin’in doğasının yanında yer almış yaşamı, doğayı savunan gerçek bir Artvin dostudur.

Av. Halis Yıldırım yukarıdaki kısa cümlesinde aslında iktidarı ve iktidarın yerel temsilcilerine Şavşat ve Ardanuç’ta, devamında, Arhavi ve tüm Artvin’de 15 yıldır sürdürdükleri doğa katliamları ile ilgili bir uyarıda bulunmuştur.

*
Dediğim gibi çiçeği burnunda Ardanuç belediye başkanı Emrah Yılmaz’ın henüz
Mazbatasını almadan HES şirketinin Ardanuç Deresine atlaması gerçekten çok dikkat çekici ve güç zehirlenmesi belirtileri veren kimseyi takmayız, biz bildiğimizi yapacağız! deme anlamı taşıyor!

Emrah Başkanın , Ardanuç belediye başkanı olarak değil, öncelikle bir Ardanuçlu olarak o bölgeye giderek Ardanuç’un yanında olduğunu göstermek gibi bir görevi var aslında!
Bu daha başlangıç ! Yakında Ardanuç Gümüşhane Köyü’nde siyanürlü altın işletmeciliği başlayacak!

*
Bakın dört dönem üstüste Ardanuç belediye başkanlığı yapan Yıldırım Demir duruşunu çok net göstermiş doğa ve yaşam alanlarını korumak için güç vermiştir destek vermiştir. aynı şeyi yeni başkan Emrah Yılmaz yapabilecek mi onu da önümüzdeki günlerde göreceğiz?

*
Değerli Dostlar; Çok değil 50 gün önce 13 Şubat 2024'te Erzincan'ın İliç ilçesindeki Çöpler altın madeninde siyanür liç işleminden sonra depolanan toprak yığınının saat 14.28'de heyelana dönüşmesi sonucu oluşan cinayet gibi kazada 9 emekçi diri diri asitli toprağın altına gömüldü! Hiç birinin cesedine ulaşılamadı! Ve dünyanın en büyük Çevre felaketlerinden biri yaşandı!

Size bir müjde vereyim!!! bu felakete sebep olan şirket Artvin’e geliyor! Hod Maden ve Gümüşhane köyünde Altın madeni çıkaracak!

İliç Fırat’ın hemen kıyısında küçücük bir ilçe. Artvin komple iliç olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Ve benzer şekilde Çoruh barajları göletleri büyük risk altında !

İşte bu gerçeği bilen avukat Halis Yıldırım ve Artvin‘i gerçekten çıkarı ile değil yüreğiyle seven insanların gösterdiği tepki bu yüzdendir.

Değerli Dostlar; Artvin’in doğasını çıkarırsanız geriye hiçbir şey kalmaz.
Artvin ekosistemi ile ayakta duran çok özel bir coğrafyadır.

Şayet bu sistemin bir parçasını bozarsanız, tıpkı domino taşlarının yıkılması gibi hepsi yok olur gider. Yani ne suyu, ne havası, ne toprağı kalır.

Bu hesapsız, kitapsız korkunç projelere karşı sadece avukat Halis Yıldırım gibi bir avuç insan değil, nüfus kağıdında Artvin yazan, Artvin içinde yaşayan, Artvin dışında yurt dışında yaşayan bütün Artvinlilerin görevidir beyler!

Bu çok haklı ve önemli uyarıyı sanki kendine yapılmış gibi algılayıp tepki gösteren bir anlamda

HES ŞIRKETININ AVUKATLIĞINA SOYUNAN BAZI INSANLARIN YORUMLARI GERÇEKTEN ÇOK ÜZÜCÜ KAHREDİCİ BİR DURUMDUR!

Halis Yıldırım’ın Şavşat’ta köyde yaptırdığı evinin nasıl HES’lerle eş tutulup sanki Şavşat’ı HES’çilerden beter mahvetmiş gibi anlatılması yazması hayret verici bir durum! anlaşılan odur ki kişisel hasmane bir tutumun yada duygunun özetidir.

*
Kıymetli Dostlar; Bu tür ticari faaliyet gösteren şirketler, önce yöre insanını ayrıştırır! Bazı insanlara para, iş, çeşitli vaatler vererek, bu projelere karşı çıkan insanlara karşı kışkırtır, ayrıştırır ve bir cephe oluştururlar! Aynı köyün insanları, aynı yörenin, aynı ilçenin aynı ilin insanları birbirleriyle adeta düşman edilir.

Aslında varlığımız olan herşey, yaşam, varlık ve onur davamız işte o zaman kaybediliyor!.

Bakın, avukat Halis Yıldırım Şavşat’ın yetiştirdiği çok değerli yürekli, cesur avukatlarımızdan bir tanesidir. onlarca hukuki davalara bakmış onlarcasını kazanmış olmasına rağmen, hes şirketleri hükümetin desteğini alarak, kendilerine uygun kanunlar çıkartarak onlarca kez ÇED Yönetmeliği değiştirerek bu çok kârlı işten vazgeçmemişlerdir! Yani hukukun arkasından dolanmaya devam ediyorlar.

En basit örneği ise HANLI HES’tir! Ne yazık ki bütün davaların kazanılmış olmasına rağmen O HES
kaçak olarak oraya inşa edilmiştir.

Biliyorum çok uzun oldu. Ama herkesin şu gerçeği bilme hakkı vardır. Bize karşı çıkanların, neye hizmet ettiklerini görme ve bilme görevi vardır.
Bu dereler, bu projelere onlarca gerekçe sunarak karşı çıkan sadece bir avuç insan olmamalıdır. Çünkü bu doğa, bu dereler sadece karşı çıkanların değildir! Burada yaşayan tüm canlıların, bitki ve insanlarındır.

Buraları korumak Şavşat’ta Ardanuç’ta, Arhavi’de Barhal’da Borçka’da, Murgul’da kısaca tüm Artvin’de yaşayan canlıların, bitkilerin, insanların asli görevidir. Bu anayasamızın 56. Maddesinde vardır. Anayasa'nın 56. maddesi şöyle diyor:

“Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.”

O halde anayasal görevini yapan bu insanlara karşı takındığınız tavrınızı bir kere daha gözden geçirin. Asıl siz Görevinizi yapmıyorsunuz yapmadığınız gibi de yapanlara engel oluyorsunuz!

Siz kendi vadilerinize, yaşam alanlarınıza sahip çıkmazsanız, akşamdan sabaha bir şirketin özvarlığı olur! ne vadiye girebilir, ne de suyunu kullanabilirsiniz.

Artvin milletvekili Faruk Çelik yerel seçim çalışmalarını yaparken bizzat benim de içinde olduğum bir gruba Artvin Valiliği makamında konusu bile geçmeden konuyu bizzat kendi açarak HES’lerle ilgili şu açıklamayı yaptı.

Bugüne kadar Artvin’de yapılan HES’lerin Yettiğini 29 HES’in yapıldığını bundan sonra hiçbir HES’in yapılmaması için kendisinin de mücadele edeceğini söyledi.

Bunu İstanbul’da bulunan Artvinler hizmet Vakfı’nın başkanı Esen Yağcı ve yönetim Kurulu’nun vali ziyareti esnasında denk geldiğinde söyledi.

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kurucularından biri olan, bakanlık yapmış Artvin milletvekili bile bunu söylerken, avukat Halis Yıldırım’ın haklı çıkışına bu şekilde cevap verenlerin şapkasını önüne alıp çok iyi düşünmesini öneririm.

*
Artvin’in %71’i maden şirketlerinin ruhsat alanı içinde. Siz neyin derdindesiniz? AKP’li, MHP’li, CHP’li demeden hepimizin çok önemli görevi vardır.

Atalarımızdan, dedelerimizden emanet olarak aldığımız bu doğayı, bu Coğrafyayı asıl sahibi olan çocuklarımıza torunlarımıza aynı şekilde yaşam alanı olarak teslim etmek zorundayız.
Ben bu yorumu yazarken şu anda saatin sabah 04:40 olduğunun farkına vardım.

Çok değerli Artvinli canlar; inanın bizi çok kötü günler bekliyor. Ezelden ebede bizim olan topraklarımız, ormanlarımız, derelerimiz, yaylalarımız, meralarımız kısaca tüm varlıklarımız bizim haberimiz olmadan, bize danışılmadan bize sorulmadan elimizden alınıyor!

Eğer siz karşı çıkamıyorsanız, bazı nedenlerinizden dolayı ses çıkaramıyorsanız(!) bari ses
çıkaranlara, karşı duranlara destek olamıyorsanız köstek olmayın! Geleceğinizi, esasında tüm yaşam varlıklarınızı satanlardan olmayın! çünkü iş işten geçtikten sonra ah vah para etmeyecektir!

Suriyeli‘nin, Afganlıların, değişik ülkelerin muhacirlerinin gideceği bir yer var ama bizim gideceğimiz hiçbir yer yok!!!